Buldan: Artık istemeyebilirler lakin kapımızı çalacaklar

HDP Denizli Vilayet Örgütü, 4’üncü Olağan Kongresi’ni Eş Genel Lider Pervin Buldan’ın iştirakiyle kentte bulunan bir toplantı salonunda gerçekleştirdi. “Umut ve cüretle faşizme karşı örgütleniyor, özgürlüğe yürüyoruz. Artık HDP zamanı” şiarıyla yapılan kongreye, siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de katıldı.

Mezopotamya Ajansı’nın aktardığına nazaran, kongrenin yapıldığı salona, “Savaşa karşı barış, tecride karşı özgürlük. Artık HDP zamanı”, “Me bi ciwan destpêkir, emê bi ciwan biqedînin” (Genç başladık, genç başaracağız), “Aysel Tuğluk hafızamızdır. Hasta tutuklulara özgürlük” pankartları ile katledilen Mahsa Jîna Amini, Deniz Poyraz ve Nagihan Akarsel’in fotoğrafları asıldı. Sık sık, “Jin, jiyan, azadî” sloganlarının atıldığı kongrede, HDP Eş Genel Lideri Pervin Buldan konuştu.

‘TÜRKİYE’DE PERSONELİN CANI ÇOK UCUZ’

Buldan konuşmasına Bartın Amasra’da yaşanan maden faciasında ömrünü yitiren 41 personelin ailesine başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileyerek başladı. Buldan, şunları söyledi: “Bartın Amasra’da yaşanan maden faciasında ömrünü yitiren 41 canımıza Allah’tan rahmet sevdiklerine, ailelerine başsağlığı diliyorum. Yaralı olarak kurtulan ve tedavi altında olan emekçi kardeşlerimizin de bir an evvel sıhhatlerine kavuşmalarını yürekten temenni ederim. Bir defa daha gördük ki Türkiye’de emekçinin canı çok ucuz. Hayat değerli ancak Türkiye’de can ucuz. Bu yaşanan katliamdır, ihmalkarlıktır. Bu yaşanan cinayettir, bu yaşananlar ihmalkarlık sonucudur ve bu yaşananlar AKP-MHP iktidarının personele, işçiye reva gördüğü ömür biçimidir.

‘CUMHURBAŞKANI YALNIZCA PARADAN BAHSETTİ’

Dün bir kere daha gördük ki bu ülkenin cumhurbaşkanı emekçilerin ailelerine karşılık veremedi. Onların sorularına karşılık veremeyen cumhurbaşkanı gördük. Dün konuşmalarına bir defa daha şahitlik ettik. Emekçi vefatlarını baht olarak nitelendiren ve ‘Bu bir yazgıdır, bundan sonra da olabilir’ diyen, hiçbir tedbir ve önlem alınmamasına karşın sorumluluğu kendinde görmeyen, kendi iktidarında bulmayan bir cumhurbaşkanı orada yaptığı konuşmada yalnızca paradan bahsetti. Çalışanın, işçinin ailelerine yapılacak para yardımından bahsetti. Çalışanın, işçinin para ile satın alınacağını düşünüyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil. HDP olarak bir cumhurbaşkanının 41 canımızın yitirildiği bir cinayet ve katliamda o ailelere para dağıtılarak olayın örtbas edilmeye çalışılmasını asla kabul etmiyoruz. Cumhurbaşkanı asla hafızalardan silinmeyecek bir açıklama yaptı. ‘Allah’a hamdolsun ki Soma’daki emekçi faciasında personel cinayetinde ömrünü yitirenlere 24 saat ulaşılmıştı fakat Amasra’daki cinayette ömrünü yitirenlere 24 saatten evvel ulaşıldı. Hamdolsun, Allah’a şükürler olsun’ dedi.

‘KADER DEĞİL CİNAYET’

Ya Allah isteği bari konuşmayın, bari susun, zira konuştukça yerin tabanına batıyorsunuz, tabanın tabanına batıyorsunuz. Bu cinayetin, bu katliamın tedbirlerin alınmamasından ve ihmalkarlık sonucu yaşandığını hepimiz biliyoruz. AK Parti-MHP iktidarının 20 yıllık iktidarlık devrinde binlerce personelin birebir biçimde hayatını yitirdiğine tanıklık ettik. Elbette ki bu bir mukadderat değil bu bir cinayet, bir katliamdır. Bu tıp olayların bu çeşit yaşanan cinayetlerin yalnızca yüzde 2’si yazgıdır. Yüzde 98’i ihmalkarlık, tedbirsizlik ve çalışana, işçiye reva görülen hayat biçimidir. Hayatını yitiren 41 canımıza bir sefer daha Allah’tan rahmet diliyorum, yakınlarına başsağlığı dileğimizi iletiyorum. Emekçilerle ve işçilerle birlikte olacağımıza ve onların ömürlerini garanti altına alacağımıza kelam veriyorum. Yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz.

Denizli kongremiz için buradayız. Denizli Vilayet Örgütümüze, bugüne kadar faaliyet yürüten başta vilayet eş liderlerimiz olmak üzere idarede olan tüm arkadaşlara, emeği ilmik ilmik ören, bu uğraşa katkı sunan, bu direnişte yer alan bütün arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Yeni vilayet idaresine üstün muvaffakiyetler diliyorum. Yolları ve yolumuz açık olsun. HDP rüzgarının her yerde tıpkı halde estiğini, gittiğimiz her yerde görüyoruz. HDP bu ülkede umuttur, hamasettir, kardeşliktir, barıştır, demokrasidir, adalettir. HDP rüzgarı HDP’nin havası Ege’den Marmara’ya, Marmara’dan doğuya Türkiye’nin her yerine yayılan, gitgide büyüyen, genişleyen bir parti gerçekliğimiz var. Fakat elbette ki bütün bu havanın, bütün bu yüreğin, iradenin ortaya çıkmasında halkımızın büyük emeği ve katkısı var. Bu yüzden hepinize bir kere daha teşekkür etmek istiyorum.

‘TÜRKİYE HALKLARINA YENİ BİR TERCİH OLARAK ORTAYA ÇIKTIK’

HDP tüm kuşatmalara, AKP ve MHP’nin tüm akınlarına ve bütün engellemelere karşın Üçüncü Yol çizgisinde ısrar ediyor. Bu çizgide Türkiye’nin geleceği yarınları ve aydınlığı için çaba ediyor. Bu ülkenin tek çıkış yolu Üçüncü Yol çizgisidir. Bu yolu ve çizgiyi büyütmek bizlerin vazife ve sorumluluğudur. HDP Kürt’üyle, Türk’üyle, Ermeni’si, Süryani’si, Alevi’si, Sünni’siyle, bayanı, genci, yaşlısı, işçisiyle bu ülkede bir ortada yaşama gerçekliğini ortaya koymuş tek partidir. Onun için Emek ve Özgürlük bloku bu periyot açısından stratejik olarak kıymetli bir yere sahiptir. Kısa bir mühlet evvel Emek ve Özgürlük İttifakı’nı oluşturduk. Bizi inkar eden, yok sayan, görmezden gelen ittifaklara karşı, bilhassa Kürtleri inkar eden Cumhur İttifakına, karnından konuşan Millet İttifakına karşı Emek ve Özgürlük İttifakı ile Türkiye halklarına yeni bir tercih olarak ortaya çıktık. Elbette ki bu ittifak yalnızca tabir edilen, deklare edilen partilerle sınırlanmayacak. Daha da büyüyecek, genişleyecek, Kürdi ittifaklarını, Türkiye’nin bütün bölümlerini, ötekileştirilenleri, inkar edilenleri de içerisine alacak, hem seçim öncesinde hem seçim sonrasında bir çaba iştirakiyle Türkiye’deki yeni bir periyodu başlatacak olan bir ittifaktan bahsediyoruz.

‘TEK TAHLİL HDP’NİN SİYASETİDİR’

Çünkü bu ülkede tahlil gücü biziz, Türkiye haklarıdır, Emek ve Özgürlük İttifakı’dır. Bunun altını özel olarak çizmek istiyorum. Bu ülkede Kürt sorunu var, bu ülkede Alevi sorunu var, bu ülkede bayan sorunu var, gençlerin sorunu var, adalet sorunu var, bu ülkede her manasıyla yaşanan meselelerin baskıcı, otoriter rejimlerin sonucunda yaşandığını biliyoruz. AK Parti ve MHP’nin baskıcı siyasetlerinden kaynaklı yaşanan bu sıkıntılara tek tahlil HDP’nin siyasetleri ve siyasetidir.

‘CEZAEVLERİNDE BİNLERCE HDP’LİNİN OLDUĞU GÖRMEZDEN GELİNİYOR’

Elbette Kürt meselesinin demokratik formüllerle tahlili için bu ülkede neler yapılması gerektiğini tek tek anlatmamıza karşın Kürt’ü inkar eden, yok sayan, cezaevlerine atan ve Kürt’e her gün baskı yapan, Kürt meselesini bu türlü çözmeye çalışan bir anlayış var. Bu ülkenin cumhurbaşkanı “Bu ülkede Kürt sorunu yoktur, bu sıkıntıyı çoktan çözdük” diyor akabinde cezaevlerine binlerce HDP’linin olduğunu görmezden geliyor. HDP’li milletvekillerinin bacaklarını kıran bir siyaset yürütüyor. Bunun son örneği Yüksekova’da sevgili Habip Eksik’e yapılan ataktır. Bu hücum sonucunda Habip Eksik milletvekili arkadaşımızın ayağını şuurlu, planlı, örgütlü bir formda kırdılar. Siz bir taraftan Kürt problemini çözdük, Kürt sorunu yoktur diyorsunuz, tıpkı vakitte Kürt’e baskı yapmaktan, cezaevine koymaktan geri adım atmıyorsunuz. Kürtler bunun şuurundadır. Kürtler yeri ve vakti geldiğinde bunun hesabını kesinlikle ancak kesinlikle sandıkta soracaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

‘ALEVİLERİN EŞİT YURTTAŞLIK TALEBİ GÖRMEZDEN GELİNİYOR’

Bu ülkede Alevi sorunu yoktur diyorlar, Alevi başkanlığı oluşturacaklarını söyleyip adım atmaya çalışıyorlar. Meğer Alevilerin eşit yurttaşlık talebi var. Bunu görmezden gelen bir iktidarla karşı karşıyayız. Aleviler bunun şuurunda değil mi? Aleviler günü geldiğinde size sandıkta dersinizi verecek. Aleviler, eşit yurttaşlık taleplerini çözemediğinizi her manada gösterecekler. Bayanlara karşı yapılan baskıyı, zulmü, katliamı, işkenceyi buradan anlatmaya günler ve sözler yetmez. Bayanlar bu ülkede de dünyanın her yerinde de erkek hükümran sistemler tarafından her daim amaçtır, her daim öldürülmeye devam ediliyor.

‘İRAN’DA AMİNİ’NİN SAÇ TELİNDEN KORKAN BİR REJİM VAR’

Evet İran’da Jîna Amini’nin saçının telinden korkan bir rejim var. Süleymaniye’de Nagihan Akarsel’in fikirlerinden, kaleminden korkan bir zihniyet var. Türkiye’de HDP İzmir vilayet binamızda Deniz Poyraz’ın gayretinden korkan bir iktidar var karşımızda. Bu kadar net açık ve kolay. Bu ülkede milyonlarca bayan yeri geldiğinde Jîna Emînî oldu, yeri geldiğinde Deniz Poyraz oldu, yeri geldiğinde Nagihan Akarsel oldu. Siz bayanların uğraşını, eşitlik talebini, bu ülkede artık eşit yurttaş olarak yaşamak istiyorum diyen taleplerini görmezden gelebilirsiniz lakin biz milyonlarca bayanla birlikte ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganını her yerde atmaya devam edeceğiz.

‘ÜLKEYİ TECRİTLE YÖNETİYORLAR’

Bu ülkede HDP’nin siyasetinden korkan bir iktidar var. HDP’den o kadar çok korkuyorlar ki yapılan bütün atakların, hakaretlerin, hukuksuzlukların altındaki gerçek HDP’den dehşetidir. HDP’den o kadar çok korkuyorlar ki bu ülkeyi tecritle yönetmeye başladılar, ülkeyi savaş siyasetleriyle yönetmeye başladılar, her gün hücumlarına, her gün milletvekillerine fezleke hazırlamaktan geri durmuyorlar. Dünyanın rastgele bir yerinde yarısının cezaevinde olduğu diğer bir parti yoktur. İnanın bize uygulanan bu baskılar, bu hukuksuzluklar öbür bir partiye uygulanmış olsaydı artık o partinin esamesi okunmazdı. Kapılarına kilit vuruldu.

‘BARIŞIN VE KARDEŞLİĞİN GÜVENCESİYİZ’

Ama bırakın kapılara kilit vurmayı, her bir arkadaşımız birer, Selahattin Demirtaş oldu, Figen Yüksekdağ oldu, her bir arkadaşımız birer Gülten Kışanak oldu. Her bir arkadaşımız birer İdris Baluken, Aysel Tuğluk oldu. Cezaevlerinde bile bu çaba bitmedi. Biz ortamıza sokulmak istenen bu kadar spekülasyona, nifak tohumlarına karşın HDP ile Selahattin Demirtaş ortasında uyuşmazlık vardır diyenlere karşın Selahattin Demirtaş’ı da Figen Yüksekdağ’ı da Gültan Kışanak’ı da yüreğimizin en hoş yerinde taşıyoruz. Biz arkadaşlarımızı başımızın üstünde taşıyoruz. Hiç kimse ortamıza bu spekülasyonlarla giremez, girmelerine de müsaade vermeyeceğiz. Bu gayret o kadar büyük ki, bu direniş o kadar büyük ki, her gün cezaevi ve hücumlara karşın gitgide büyüyen ve genişleyen bir partiyiz. Bizden bu kadar korkmalarının, çekinmelerinin tek nedeni bu. Biz bu ülkede adaletin, demokrasinin, barışın ve kardeşliğin teminatıyız. HDP olmadan ne tahlil ne barış ne demokrasi olur.

‘ÇÖZÜMÜN MÜMKÜN OLDUĞUNU İSPAT EDEN BİR PARTİYİZ’

Çözümün de barışın da mümkün olduğunu ispat eden bir partiyiz. Müzakere yoluyla, diyalog yollarıyla bu sıkıntıların tahlilinin çok da kolay olduğunu ispat eden bir geleneğiz. Tahlil sürecini hiçbirimiz unutmadı. Yaklaşık 3 yıl boyunca bu ülkede süren tahlil sürecinde HDP’nin bilhassa içerisinde rol aldığı bu süreçte hiç kimsenin can kaybı yaşamaması, bu ülkede barış havasının esmesi, tahlil havasının esmesi bizlerin ve Sayın Öcalan’ın devrede olduğu bir periyotta bu ülkeye umut verdi, bu ülkeye cüret verdi. Tahlilin de olabileceğini gösterdi. Herkes çok yeterli hatırlar bu 3 yıl içinde hiçbir gencimiz hayatını yitirmedi, hiçbir anne gözyaşı dökmedi, zira kimsenin kapısına cenaze gitmedi. İşte tahlil, barış, müzakere ve diyalog bu açıdan çok kıymetlidir. Lakin bu iktidarın bu sorunu bu formda çözmeyeceği de açık ve net bir formda ortadadır.

‘BU SEÇİMLER TÜRKİYE’NİN BAHTINI DEĞİŞTİRECEK’

Bizler seçimlere yaklaşan bir devirdeyiz. Bu seçimler Türkiye’nin mukadderatını değiştirecektir. Hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçiminde de HDP’nin rolü, misyonu, varlığı epeyce değerli bir yere sahiptir. Artık hiç kimse HDP’yle yan yana gelmek istemeyebilir, hiç kimse fotoğraf vermek istemeyebilir, ancak yeri ve vakti geldiğinde kapımızı çalacaklarını biliyoruz. Kapımızı hiç kimseye kapatmadık. Bilhassa cumhurbaşkanlığı seçiminde belirlenecek olan adayın HDP’nin kriterlerini, unsurlarını, misyonunu göz önünde bulunduran, bunu kabul eden olursa elbette ki diyalog ve müzakere ile seçimlerde ne yapacağımızı, bütün sistemlerimizle karar vereceğimizi tabir etmek isterim. HDP’yi yok sayan bir yerden seçimlere yaklaşılırsa o vakit herkesin yolu açık olsun.

‘HDP KENDİ ADAYIYLA ORTAYA ÇIKAR’

HDP kendi adayıyla ortaya çıkar, gümbür gümbür gelir ve gereken oyu da alır, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Herkesin üzerine büyük bir sorumluluk düştüğünün farkındayız, biz bu sorumluluğu taşıyoruz. Bu ülkede bu rejimin değişmesini isteyen, bu zorbalığın gitmesini isteyen herkesin tıpkı sorumlulukla yaklaşması gerekir. HDP bilhassa bu değişimin anahtar gücüdür. Münasebetiyle ben bir defa daha bu seçimlerde herkesin büyük bir seferberlik içerisinde ve büyük bir sorumluluk taşıyarak seçimlere hazırlanmasını, HDP’yi almış olduğu oyların çok çok üzerinde oranlar ve milletvekili sayısıyla parlamentoya taşıma hazırlığının şimdiden yapılması gerektiğini belirtmek istiyorum.

Bu şiddetli süreçte herkesin uğraşına gereksinimimiz var, herkesin bizimle birlikte çalışmasına muhtaçlığımız var; bayanlara ve gençlere muhtaçlığımız var. Bu gereksinimden kaynaklı bu çalışmaların üstün bir muvaffakiyet ile sonuçlanacağına yürekten inanıyorum. Şimdiden hepimize kolay gelsin, geldiğiniz için hepinize farklı ayrı teşekkür ediyorum. Bu kongrenin barışa, adalete vesile olacağına inanıyorum. Muvaffakiyetler diliyorum, hepinize sonsuz teşekkür ediyorum.”

Yapılan konuşmaların akabinde tek liste ile gidilen seçimde, Denizli Vilayet Eşbaşkanlığı’na Şerife Yıldırım ve Vezir Çelik seçildi.