CHP’nin kurultay davası ertelendi, piyasalar toparlandı, borsa coştu, döviz geriledi: Ekonomiye siyaset gölgesi

Türkiye ağır bir ekonomik krizle boğuşurken siyasal gelişmeler piyasaların seyrinde belirleyici olmaya devam ediyor.

CHP’nin 38. olağan kurultayının iptali istemiyle açılan davada karar duruşmasının ertelenmesi, piyasalarda kısa süreli bir rahatlama yarattı. Borsa İstanbul yüzde 6’ya yakın değer kazanırken döviz kurlarında gerileme görüldü. Ancak ekonomistlere göre bu tablo yapısal sorunların üzerini örtüyor, davalar yalnızca muhalefetin geleceğini değil, Türkiye ekonomisinin yönünü de belirliyor.

Prof. Dr. Sinan Alçın, “10 yıl önce orta gelir tuzağından nasıl çıkılacağını tartışıyorduk; şimdi siyasetteki ortaoyunu tartışır olduk” diyor.

Alçın’a göre gündelik siyasetin bu kadar belirleyici olduğu bir ortamda yapısal kararların alınıp uygulanması ihtimali zayıf. “Türkiye uzun süredir siyasi çürüme icerisinde” diyen Prof. Dr. Serap Durusoy ise kararın ertelenmesinin, belirsizliğin devam etmesine ve karar baskısının sürmesine neden olacağını vurgulayarak, “Gündem siyasi davalara teslim edilerek asıl ekonomik sorunların üstü örtülüyor. Karar Türkiye’yi bambaşka bir konjonktüre taşıyacak” diyor.

Ekonomist Arda Tunca, “Kısa vadede piyasalarda iyileşme gözlense de esas etki şehirli orta sınıf ücretliler üzerinde. “İktidar siyasi ve iktisadi olarak çözüm üretemez durumda. Türkiye hukukta böylesine çöküş yaşamamamıştı. Bu kökten bir rejim değişikliği ve vatandaşın sorunları bu iktidarın ilgi alanında değil” diyor.

Dr. Murat Kubilay da piyasanın ve döviz rezervlerinin hızla toparlanabileceğini, yatırımlarda da bir nebze rahatlama olabileceğini söylese de riskin tamamen kalkmadığını ekliyor.

‘Bedeli emekçi ödüyor’

Kubilay, “Önümüzdeki günlerde bambaşka şeyler olabilir. Borçlanmanın, satın alma gücündeki keskin düşüşün sürmesi ya da iyileşmesi demokrasi, adalet, eşitlik kavramlarıyla doğrudan ilişkili” yorumunu yapıyor.

Dr. Levent Dölek ise işçi sınıfı üzerindeki etkilere dikkat çekiyor: “Sermaye sınıfı ne kadar şikâyet etse de spekülatif kar imkânları elde edebiliyor, krizin faturasını emekçi sınıftan kesebiliyor.

Ödenen bedellerin arkasında istibdat rejiminin hukuksuz yönetim pratikleri var. Bu rejime karşı hürriyet mücadelesinin yükseleceği yer emekçilerin saflarıdır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir